2 Kasım 2011 Çarşamba

Tadilattayız

Dopdolu seyir ve performans deneyimleriyle geçen 2010 sezonundan biriken yazılarımın bir türlü siteye taşınıp çıkamaması yüzünden oldukça üzgünüm.

Üstelik bu sezonda, önceki sezonlara bazen aktif katılmaktan, bazen de işlere seyirci olmaktan ve onları gecikmeden paylaşıp yorumlamaktan dolayı, hep sürüncemede bıraktığım gerçek hayat sorumluluklarım nedeniyle, oldukça gecikmeli olarak tadilat yapmakla meşgul kalmayı seçiyor oldum.

Diğer yandan, biraz da farklı açıları ortaya çıkarabilecek, yazma meraklısı yeni arkadaşların yetişmesini ve yazmasını arzulayarak, herkese şimdilik iyi seyirler dilemek durumundayım...

Gelecek sezonlarda veya
en azından belki ÇATI'da
"sadece herkese açık olan ve yerli eğitmen arkadaşlarımızın da katılımlarıyla eski günlerdeki gibi ücretsiz olarak gerçekleşebilen çalışmalarda"
sizlerle yeniden görüşüp kucaklaşabilmek umuduyla,
enerjiniz hep bol olsun.

17 Aralık 2010 Cuma

Kikunokai Topluluğu -Japonya- Kasım 2010


"Gelenek ve Yaratıcılık"

Japonya ve Türkiye arasındaki dostluğun 120. yılı anısına gerçekleştirildi.





http://www.tr.emb-japan.go.jp/Japonya2010/Activities/Kikunokai/Kikunokai.htm

Yaz-Sonbahar 2010

Mevsimlerden Gösteri Notları
Yaz-Sonbahar 2010

Dans Platformu ile birikte biten yazın ve iDans Uluslararası Çağdaş Dans ve Performans Festivali ile yoğun geçen bir sonbaharın notlarını, sizlerle paylaşmaya tam zaman ayıramadığım için üzgünüm.

Umarım yakında, İdans ve aşağıdaki gibi bazı sürpriz gösterilerin notlarıyla gecikmeli de olsa, bir telafi yolu bulmaya çalışacağım.

Bunlardan birincisi; "Kikunokai" Topluluğu'nun Japonya ve Türkiye Arasındaki Dostluğun 120. Yılı Anısına Gerçekleştirdiği "Gelenek ve Yaratıcılık" Temalı Geleneksel Japon Dansı Gösterisi / Kikunokai Performance to Commemorate the 120th Anniversary of Friendship between Japan and Turkey "Japanese Dance-Tradition and Creativity" gösterileriyle Japon geleneksel kültürüne yapılan yolculuğumu sizlere aktarmak olacak.

Diğer yazımda ise, 'Pink Floyd Balesi’nin, geliştirilmiş 90 dakikalık yeni versiyonu hakkında, çağdaş dans seyriyle eleştirel karşılaştırmalı yorumlarım yer alacak. (Aslında, bu yaklaşımlarımın benzerlerini, Hollanda Dans Tiyatrosunu izlerken de hatırladığımdan sizlerle dayanamayıp paylaşmıştım. Ama biraz daha derinleştirmeyi umuyorum.) *3

Kaleme almaya çalışacağım en önemseyebileceğim yazım ise, Koreograf Willi Dorner'ın İdans 2010 kapsamındaki katıldığım sokak işinden yansımalar olacak sanırım.

Birde son olarak, git gide gelişip renklenerek, dans ile parlayan hayatlara yönelik son derece başarılı belgesel sunumlarını da içeren, III. Uluslararası Dans Film Festivali var tabi.

Şimdilik bu kadar, hoşçakalınız.

*3 : Bu dipnot kanalından, daha önceki "Nederlands Dans Theater II (Hollanda) - İst/2010"
yazımda 2 soruyla, yanıt aranmasına çalışacağım bazı sorular sormaya başlamıştım!

Nederlands Dans Theater II (Hollanda) - İst/2010

İstanbul modern dans seyircisi dün gece Hollanda'dan gelen genç ve dinamik bir grubu izledi.

Gösteri öncesindeki uzun açılış konuşmasından, grubun önceki gece İstanbul'un mistik atmosferinden kendini alamayıp, gece geç saatlere kadar Asmalı Mescit civarındaki eğlence yerlerinde kaldığını öğreniyoruz. Ama yine de grubun enerjisinin kusursuz uyumu ve gösterinin akışındaki bütünlük seyir kalitesini yükseltebiliyordu.

Dansçıların koreografiyle ve müzikle eşuyumu, dans tiyatrosunun çok abartılı yönlerine kaçmadan herşeyin yerinde kullanımı modern dansı, çağdaş dans seyircisi içinde izlenebiliyor kılıyordu.

Halbuki İdans'taki parçalarda, bu denli dansı ön planda görmekten sıkılmış,
daha farklı estetik arayışları deneyimlemeye de açık olanlara yönelik yaklaşımları görmek mümkün.

Gösteriye dönecek olursak, iki ara verilmesine karşın, seyircininde hatta, bazı dans severlerimizin minik seyircilerinin bile gösteriyi, sonuna kadar izleyebilmesi, son perdede de özel olarak o an, belirli matrak bir yaklaşımla, tek tek seçilmiş seyircilerin, her bir dansçı eşliğinde, sahneye alınarak, onlarında dans etmeye teşvik edilmesi, farklı bir açılımdan ziyade, birazda bariz bir zorlama gibiydi.

Tüm bunlarla karşılaşacağından bir haber seyirci için, yağmurlu ve soğuk havaya rağmen, salondaki yüksek katılım enerjisi de, bir mucize değil artık. İstanbul'luların dansın hayatlarındaki yerini çoktan keşfettiklerini, zaten 4 senedir süren, hatta daha uçlardaki gösteri sanatlarının zenginliklerini yanısıtan İdans gibi, daha ilerici, yenilikçi koreograf ve grupların katıldıkları festivallerin, artan seyirci kitlelerinden de anlayabiliyoruz.

Çocuklarımıza bile artık, ilk okuldaki yazma derslerinde, çizgisiz defterlerle,
el yazısına değer veren bir yaklaşım çoktan başlamış olduğuna göre;
baledeki o her açıdan kusursuzluğun zirve yaptığı dönemler biraz da geride kalmadı mı? *1

Salt tekdüze kalıpçıl estetik arayışlardansa, gerçeklik algılarımızı böylesine,
doğrudan aldatmaya ve manipülasyona gerek duymadan ve modern toplumun mükemmelliyetçilik takıntısından ve hastalıklarından artık kurtularak, özgürleşmemizi sağlamanın zamanı gelmedi mi? *2

* Modern ve Çağdaş dansta 15 yıllık fiili deneyimden ve 3 senelik yazın hayatından sonra artık; yanıt aranmasına çalışacağım bazı sorular sormaya çalışıp, bunları da yanıtlarını bulmak adına, sürekli hatırlayıp, güncelleyebilecek şekilde arşivliyor olacağım.

14 Ekim 2010 Perşembe

Introduction-Reggie Wilson

Solo Gösteri ve Ses-Hareket-Dans Atölyesi

Kökleri Afrika'ya uzanan sanatçının performansında çok kısa anlarla da olsa, yerel tadların zevkine varabildik. Yarattığı his ise benzersizdi.

Atölye çalışmasında ise, yine benzer bir deneyimi daha da derinden yaşamak arzumuz hüsrana uğradı:

Sanatçı nedense, o an salonda var olan gruba, önce biraz basit ses eşlikli hareket egzersizleri yaptırdıktan sonra, 2. yarıda Latin müzik eşliğinde modern dans figürlü bir kombinasyonun eğitimini vermeyi yeğledi.

Bu tür atölye çalışmalarında, katılımcıların sanatçıyla beklentilerini salt paylaşabilmesinin ötesinde; çalışmaya sanatçı hakkında en azından öz geçmişi ile ilgili belli bir ön hazırlığı yaparak gelmeleri de, belki daha nitelikli paylaşımlar için, belli bir özel ilgiyi uyandıracağından, kanımca ciddi bir önem taşımaktadır.

Bazen de ilginçtir ki, grup çok az sayıda katılımcıdan oluşmakta, hatta katılımcıların bir kısmı da, eğer biraz ağır yürüyen derin bir çalışma ise, rahatlıkla salonda uykuya dalabilmekte yada çalışmanın yarısında sanırım önceden de belirtmeksizin, salondan o an gerekçesiyle izin isteyerek hemen ayrılabilmektedir. (Ör:Kitt Johnson atölyesi) Halbuki geleceğin sanatçıları olacak katılımcıların, bu alanın gelişmesi için her türlü deneyimlerini paylaşmalarını arzularız.

Yazarsızlık, apaçık gözüken yukarıdaki gibi bir yayın açığı, durumu kendince üstlenenler,... Bir tür sorumlulukla bu açığı doldurmak için sarfedilen özel çabalar ...

Sanırım festivaldeki sanatçılardan bir kaç kişiyle yapılan özel sohbetlerde belki bir yerlerde yer alabilir. (Ör: Koreograf Willi Dorner ve Kitt Johnson)

Bu yayın açığının festival organizasyonunca, ilk festival zamanlarındaki gibi basılı bir bültenle olamasa da, en azından siteden yapılacak e-yayınlarla kapatılamamış olması da ayrıca üzücüdür.

Yine de, bu bağlamların yanısıra; sanatçının beden, nefes, ses ve hareket kullanımında benzersiz bir deneyime kapı aralamış olması, herkes için çok önemli bir katkı olmuştur.

Organizasyona ve sanatçıya teşekkürler.

11 Ekim 2010 Pazartesi

Evet-Hayırlarımızlaydık

Açık bir toplum

iDans kapsamında İstiklal caddesi boyunca gerçekleşen sokak gösterisinde, katılımcılar kendi özel tercihlerini yansıtan yazılı mesajlar taşıyıp, bireysel sunumlar yaptılar.

Çağdaş yaşamın grup dinamikleri üzerinden ironik bir tarzda hazırlanan gösteride grup, toplumsal yaşama bakış açılarının zenginliğini yansıtan yaklaşımlarını da yer yer seyirciyle paylaştı. Verilen mesajların yanısıra, kişisel sunumlar da oldukça ilgi çekiciydi.

Kaynak: http://www.idans.info/2010/index.php?Festival=idans04&Application=Detail&Language=tr&Url=Yes-and-No&

Yes and No (Evet ve Hayır), İstanbul’da yaşayan farklı grupların katılımıyla oluşturulan, kent sokaklarını mesken tutan, kişisel olanın siyasileştiği siyasetin kişiselleştirildiği yarı şaka yarı ciddi bir miting.

Harekete geçme vakti! Evet ve Hayır, farklı bildiriler taşıyan bir grup insan tarafından gerçekleştirilen bir gösteridir. Gösteri yürüyüşü, oturma eylemi, ölme eylemi ve dans etmek gibi hareket ifadelerinden esinlenen bir grup insan kamusal alanda kendilerine yer aramaktadır. Her katılımcı şahsen önemli bulduğu ve “Şuna Evet” ve “Buna Hayır” biçiminde formüle edilmiş pankartlar taşımaktadır. Hem ciddi bir kararlılık hem de şiirsel bir mizah ile yoğrulan ifadeler politik olandan politika dışına ve özel konulara kadar çeşitlenmektedir. Alışılmış gösterilerden farklı olarak, bu grup kendi içinde farklı hatta çekişmeli ifadeler taşıyabilir. Evet ve Hayır bir hareket, kentsel alanlarda gerçekleşen bir grup koreografisi ve zihinsel alanlarımızda topografik bir harita çalışmasıdır.

Konsept ve yönetim: Michikazu Matsune Performansçılar: Arda Kaya, Artunç Yavuz, Bade Nur Okçuoğlu, Banu Taylan, Cansu Aydemir, Cansu Bakar, Cemal Erdoğan, Cumhur Kocalar, Deniz Aktan, Dündar İncesu, Ece Korucuoğlu, Ece İçel, Ekin Akbaş, Erdal Altunbaş, Eren Genç, Eser Ulun, Gözde Gümüşayak, Gülşah Bakır, Günce Miraç Dizman, Huri Gonca Gümüşayak, İsmail Bozkurt, Martina Rösler, Mehmet Camadan, Meral Aslan, Mert Yerli, Michikazu Matsune, Nebahat Erpolat, Osman Gökçe, Özlem Kaya, Selim Saygan, Serkan İlaslaner, Uliana Ezhova, Yöntem Yurtsever

Michikazu Matsune müze, galeri, tiyatro ve kamusal alanlar gibi çeşitli ortamlarda özgün kavramlarla projeler üretiyor. Sanat neden ve nerede olabilir sorularıyla ilgileniyor; çalışıyor ve sanat ve toplum arasındaki ilişkiyi alışılmadık bir yaklaşımla analiz eden eserler sunuyor. Performansları Avrupa, Asya ve Amerika’da 20’den fazla ülkede sunuldu. Aynı zamanda Avusturyalı sanatçı David Subal ile çeşitli projeler geliştirdi. Hâlen işitme sorunu olan kişiler için işaret dilinde bir konser geliştiriyor.

http://www.michikazumatsune.info/

Bodies in Urban Spaces-Willi Dorner


Bir Sokak Performansının İçinden

Yağmurlu havaya karşın bir haftalık geniş katılımlı bir grup çalışmasının ardından, geçen haftasonu 90 dakikalık bir parkurda, semt sakinleriyle kalabalık caddelerin kesiştiği farklı kamusal alanlarda şaşkın bakışlar karşısında gerçekleşen sokak performansı hakkında yaşanan deneyimler fotoğraflarıyla pek yakında sizlerle olacak.

Koreograf : Willi Dorner

22 Eylül 2010 Çarşamba

Dans Platformu İstanbul

2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Etkinlikleri

Bu etkinlikler kapsamında, sadece 1 haftalık bir süreyle (CRR'de yaratıcı bir şekilde) yer açılabilmiş gözüken, doyasıya dans etkinlikleriyle buluşmak isteyenlerinde kaçırmadan izlemesi beklenilen son derece iyi organize edilmiş eşsiz bir buluşmaydı.

Farklı dans alanlarından misafir deneyimli eğitmenlerin liderliğindeki atölyelerde, dansın sağladığı enerji, hep doruktaydı.

İstanbul dışından da katılımcıları çeken, fakat Türkiye'de bu çapta ancak aralıklı olarak gerçekleşebilen benzerine 10 yıllardır rastlanamayan eğitim çalışmalarının, artık 2010 ile sınırlı kalmayıp, yerli eğitmen adaylarınca çoktan farkedilip, düzenli bir şekilde çeşitlendirilip, derinleştirilerek, Türkiye'ye dalga dalga yayılmasını diliyoruz.

Bugünkü forum da, her türlü paylaşım anlamında, açık farklı bir dialog ortamı yaratılacağını umarak, bu tür panel, forum gibi etkinliklerin de her zaman önemli bir yer ve değer taşıyor olduğuna dair ortak katılımcı kanının gelişip güçlenmesi ümidiyle, alana özgü gözlem ve deneyimlerimle ilgili bazı geliştirilebilecek önerileri de içeren saptamalarımı sizlerle paylaşmak istiyorum:

Halen, çağdaş dansın gelişimine engel gözüken büyük aksamalar:

  1. Çağdaş dans gösterilerine uygun salon tasarımlarına yer verilmeyişi,
  2. Farklı etkileşim platformlarının gelişmesi için merkezi (T.C. Cumhurbaşkanlığı, Hükümet, TBMM, Partiler) ve yerel (Valilikler, Belediyeler, İlgili İdareler) teşviklerin olmayışı yada ortak kaynakların, daha uygun kalıcı kabullere dayalı yaygın paylaşılamayışı,
  3. Bu yüzden ilgili olabilecek tekel de oluşturmayaccak şekilde, farklı bireysel/kurumsal girişimcilerin yeterli düzeye çekilemeyen katılım eksikliği,
  4. Yayın, eğitim ve gösterilerin ön planda olduğu organizasyonların sayıca yetersizliği,
  5. Maddi desteğin ötesinde, kurumlar liderliğinde, (çalışma salonlarının, kitap/film/yayın arşivlerinin paylaşımı gibi) ortak özel kaynak paylaşımına dönük, katılımcı çalışmalara açıklığın yeterli düzeyde sağlanamaması.
Birikimlerin gelecek kuşaklara aktarımındaki önemli yetersizlikler:
  1. Kapsamlı araştırmalara dayalı kitaplara pek rastlanılmaması (yada çok yetersiz sayıda olması),
  2. (İlgili çevirmenlerce oluşacak girişim platformlarına destek sağlanılarak aşılabilecek) çeviri eksikliğinin bile giderilemeyişi,
  3. Derinlikli araştırmalarla, alana özgü yada yakın kültür - sanat konularıyla ilişkili güncel eleştiri - araştırma yazılarıyla oluşabilecek, katılımcı periyodik yayın çıkarma eğilimlerinde hep emekleyiş safhalarında oyalanışlar,
  4. Bu yöndeki etkinliklere destek bulma arayışlarındaki yetersizliklerin yanısıra, kurumsal tanınırlıkla ilgili çağdaş dansın marka değerinin artırılmasına yönelik proje eksikliği,
  5. Dansçı, koreograf, grup, dernek, okul, eğitmen katılım ruhundaki aşırı-içe dönüş eğilimleri,
  6. Okullarla yada özel atölyelerle sağlanan eğitimlere ulaşma zorluklarının hala yetenekli olan genç katılımcılar için, burslu destek sistemlerine dahi bir türlü açılamıyor olması.
Dansın özel bir yaşı yada zemini yoktur.
Kamusal alan bu anlamda, sanatsal ilgi alanlarımızı paylaşıp, genişletmek üzere hepimize açıktır.
Yeni buluşmalar da görüşmek dileğiyle hoşçakalın.

Güncel Haberler:
  • iDans yaklaşıyor. kombine bilet olanaklarından yararlanmakta gecikmeyin.
  • Çatı'da bu haftaki Buttoh atölyesi * üye olan herkese açık.
* Çalışma, 3 ay önce 103 yaşında kaybettiğimiz usta Kazuo Ohno'nun asistanınca yürütülüyor.

22 Haziran 2010 Salı

Sound Painting - Denis LEBLOND

Atölye – “Sound Painting” – Denis LEBLOND – France – February - 2010


Ses, beden ve hareket üzerinden orkestral yaratıcılığın ve karşılıklı eşliksel uyumun, pekişerek çoğalabilme olasılıklarına tanık olduğumuz bir grup çalışmasının içersinde bulunmuştuk.

Bu olasılıklara katkıda bulunma farkındalığının geliştiği anlarda, yer yer bireysel solo performanslarımızı da deneyimliyorduk.Yaratıcılığın en doruk anlarının, karşılıklı destekle
çoğalışında, grup enerjisinin önemi kendisini hissettiriyordu.

Çalışmanın alt yapısının iyi örüldüğüne böylece tanık olmuştuk. Halbuki baştan, biraz hiyerarşik dışsal bir yönetimin (yani kısaca şefin varlığı) kaçınılmaz belirleyiciliği, bu altyapının alışılageldik önemli bir unsuru gibi duruyordu.

Fakat sonra bu bilinen gerçekliğin, yine şefin izniyle aslında birazda karşılıklı insiyatifle aşılabilirliği kimilerince farkedilebildi. İşte, o zaman, eşilikli doğaçlamalar keşfedilmeye değer bir deneyim oldu.

Birden ilginç bir altyapıdan doğmuşcasına; gerçek bir performansın öncülünün ancak, içsel bir arayışla gerçeklenebilirliği yine kendiliğinden belirginleşmişti. Yine böylece, zaman zaman kolay unutulamayacak, eşsiz yaratımlarında önü açılmaya başlıyabiliyordu. Solo doğaçlamalarımız, grup tansiyonunu hissedebildiğimiz oranda kendini dışarıdan iyice belli ediyor, bu hazırlık tamamlandığında şef tarafından hızlıca fark edilmişliği sayesinde, basit ama oldukça şiirsel işaret dilli bir yönergeyle, ön plana çekiliyordu. Grup yer yer biraz daha solo ağırlıklı bir akışa geçirildiğinde, yine grubun da kaçınılmaz bir şekilde desteğini alabiliyor olduğunda, 10-15 dakikalara uzayabilen zaman dilimlerinde, kendini yavaşça çok rahat bir şekilde seyirciye de kabul ettirebiliyordu.

Yönergeler de, bu altyapıda, şefin kullandığı başka bir belirleyici araç olan komut dizgelerinden oluşuyordu, tabi. Bunlar sayesinde, akışının dinamikleri, doğaçlama değişebilen yönü, katmanlı partisyonel yapısının oluşması kolaylaşıyordu.

Kısaca çalışmanın, kendine özgü bir dili vardı ki, bu da sessiz, anlamlı ve basit hareketlerden oluşan öğrenilmesi kolay bir yapıydı.

İstersek, başka bir dünyanın içersine girmemizin ne kadar kolay olabileceğinin kanıtı gibi.

Teşekkürler.

İstanbul

2010/Haziran

19 Ocak 2010 Salı

En deneysel yıl - 2010'da bir e-yayıncılık girişimi

2010

Çatı Dansın temellendiği (HBDP) eksenlerden doğan bir e-Yayıncılık hareketi denemesi

"Hareket - Beden - Dans - Performans" (HBDP) üzerine yoğunlaşan, Çatı katılımcılarının not defterlerindeki ilk karalamalarla filizlenerek başlaması hayal edilen, henüz sadece kafalardaki bir e-dergi projesi artık gündeme getirilebilir mi, (yani bu olası mı) acaba? sorusuna yanıt arıyor şimdilik...

Tabi bunu da diğer çalışmalarımız gibi denemeden bilemezdik ve o yüzden işte artık emekleyerek bile olsa, büyük bir zevkle, açık bir platformda, birlikte deniyor olacağız...

Fikrin (5.ocak.2010) ilk belirgin şekilde e-postayla yayılıp paylaşılmaya açıldığı tarihten bu yana, sadece 13 tam gün geçti. Bu ilk asal süreçte geldiğimiz aşama ise henüz, sözel olurluluklardan öteye geçemedi belki de. Ama bu nedense, hiç moral bozmuyor. İlk gönüllü yazı bile, oldukça umut verici bir ufku aydınlatıyordu önümüzde... (CG'ye teşekkürler.)

(Ne de olsa) Öngörüler hayal kurmakla başlar.

(Belki de bu işin Don Kişotluğu da şimdilik bir kaç kişiye düşüyor,

konu olgunlaştıkça, elbet içimizden katılanlar hatta yayını devralmak isteyenler bile çıkacaktır.
Zaten bu gemi hep böyle yürümüştür, Çatı da...
Her gün kapıyı bir başka gönüllü açarak...)

Fısıltı gazetesi

25 Aralık 2009 Cuma

2010 yaklaşırken

2010 ve sonrası

İstanbul'un Avrupa kültür başkenti olmasının gururunu temsil etme görevine soyunuyoruz.
Gelecek yılın ve sonrasının öncekilerden daha iyi bir yönde farklılaşmış olmasını diliyorum.

Bunu, zaten sürdürebilir bir şekilde yıllardır hayal ettiğimiz bir gösteri sanatları ortamı için, bu güne kadar olduğu gibi, daha çok dayanışma ve işbirliği içinde kalarak, ortak akılla hareket etme yönünde sağlayabileceğimizi hepimiz biliyoruz.

Benim son olarak temennim sadece şudur;

Tarihsel ve içerik açısından gösterişe kaçmadan ve birbirini ezmeden (x) destekleyen organizasyonlar düzenlenmesi ve bunlarda sorumluluk almaya soyunan herkesin de;

2010 sonrasında da kalıcı teşekkürü hak edecek, var olanları sıçratacak, yaratılacak ortamları da sürdürülebilir kılacak yaklaşımlar geliştirmesi dileğiyle,


Hoş geldin 2010,
İyi ki varsın İstanbul,
Yaşasın kültür ve sanat.


Haberler

Bir çok varolan projenin çoktan 2010 açılışını yaptığına tanık oluyoruz. Hepsine yer veremiyorum belki ama, bunlardan kaçırılmaması gereken bir sergiden izlenimlerimi de paylaşmadan geçemedim:

http://gorselsanat.blogspot.com/2009/12/yuksel-arslan-retrospektifi.html

21 Ekim 2009 Çarşamba

Pina Bausch, Merce Cunningham - Filmler - iDans

Dans Tarihi

2009 yılı çağdaş dans gündemi veda ettiği ustalarıyla özel bir sonbahar yaşıyor.

iDans festivali kapsamında geçen hafta sonu 2 ünlü koreografa adanmış film gösterimleride, yakın dönem dans tarihini hafızalarımızda yeniden canlandırarak önemli bir uğurlamanın eksikliğini kapama çabasını yansıtıyordu.

* * *

(Pina Bausch)a özel ilk gösterim gününü kaçırmış oluşumdan ötürü çok üzgünüm.

Ancak (Merce Cunningham)a ayrılan ikinci gün gösterimleri, benim de bu açığımı bir ölçüde kapamamı sağlayabilmiş oldu.

C&C (Cunningham&Cage sanatçı dostluğu) oldukça önemli bir işbirliği örneğini yansıtıyor.
(Bunun farklı bir benzerine de Japonya'da rastlamıştık belki, değil mi ?) (Aslında bu tarihsel karşılaştırmalı analizleri yapmak gereği yüzünden gözlemimizi biraz daha derinleştirmek isteyebiliriz...)

C&C'nin uzun soluklu ortak geçmişlerinde, TV için hazıladıkları (video çekime uygun olarak tasarlanmış) "Points of Space" isimli eserlerinin yaratım sürecine tanık olduğum seyirlerden birinden sizlere kısaca söz edeceğim.

Bu video yapıtı; Merce Cunningham, John Cage v.d.nin işbirliği sayesinde, deneysel bir uyum arayışıyla geleneksel kalıpları aşabilen, tamamen özgün bir tarzda ve eşzamanlı bağımsız süreçlerde başlatılarak gerçekleştirilmiş ve (o dönemde eşine pek az rastladığımız, disiplin şövenizmine ve hiç egostanrik sürüklenme olmadan yaratılan akışın paylaşıldığı sanat yapıtlarının oluşturduğu kolektif denilebilecek çabaların) (koreografi-müzik-resim-kostüm) sahasında çağdaşlarına da öncülük etmiş (aynı zamanda gecikmesiz klasikleşebilmiş eserler veren) ustalarının eşsiz arayışlarındaki titizliği yansıtan tasarlarımlarını bir araya getirmiş olma gibi bir özelliği taşıyor.

Diğer yandan Cage'in yaşam alanı olarak ABD'yi seçişi, hatta Avrupayı neredeyse terk ederek bir NY caddesinde, hiç tekrarının olmadığını düşündüğü (kimileri için gürültü denilebilecek) trafik cehenneminin ses bombardımanı içinde, üstelik çiçeklerine bile sonsuz bir huzur içinde bakım yaptığı ve tam evi gibi hissettiğini vurguladığı o terasında kalarak çalışmalarını sürdürmüşlüğü belki, dönemin kaptalizm&sosyalizm karşıtlıklarının mekansal ve sanatçı kişiliğindeki yansımalarını da biraz olsun bize göstermekteydi.

(Japonya'da belki kuşaklar arası bağıda yansıtabilen diğer dostluğun izlerini sürmeyi ise, daha fazla sıkmamak için sadece meraklılarına bırakıyorum.)

İşte çağdaş dansın, video ile buluşarak yaygın kitlelere taşınmasını sağlayıcı (kaçınılmaz) tarihi serüveninde de, önemli bir sıçrama (belki tüketim) platformu sağlayabilecek bu gibi nitelikleri ile eser, bıraktığı nostaljik tadın ötesinde, hızla tüketilerek eskitilen "geçmişin ve bugünün" yeniden irdelenmesi olanağını bize sağlıyordu.

* * *

Tüm bunların yanında gerçekleşen film gösterimlerine etkinlik mekanı olarak destek veren Pera Müzesi de, son derece güzel restore edilerek hizmete sunulmuş görkemli tarihi binasında, eski İstanbul resimlerinin yer aldığı sergiyleriyle sizleri her zaman karşılamaya hazır olduğunu söylüyor... (http://gorselsanat.blogspot.com/) (http://istanbuluma.blogspot.com/)

13 Temmuz 2009 Pazartesi

Su gibi bir yolculuk - Pina Bausch

Uğurlama

Çağımızın vazgeçilmezi Dans Tiyatrosunun en değerli yapı taşı ve tanıtıcısı olan ünlü koreograf, çok kısa bir zaman önce aramızdan ayrılmış olsa da; yerel kültürlerden seçtiği tatlı melodilerle ve seyircisini büyüleyecek derecede eşsiz bir uyuma kapı aralayan o çarpıcı sahne dekorlarıyla bizi içine aldığı atmosferi canlı kılan o rengarenk dansçılarının unutulamayacak performanslarıyla zenginleştirdiği eserlerinde özellikle, kadın-erkek ilişkilerine mizahi bakışıyla ve hayatımıza kattığı bütünsel o anlam zenginlikleriyle kalbimizin derinliklerindeki yerini hep koruyacaktır..

Sevgilerimizle..

KELEBEKLERİN ÖLÜM DANSI

Doğadaki yakın dostlarımızı anlamak üzere gözlem yapanlara:

Haber-Hürriyet


Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12057379.asp?gid=233

Başlık: SAKARYA'DA KELEBEKLERİN ÖLÜM DANSI

Her yıl temmuz ayının ikinci haftasında görülen söğüt kelebeklerinin dansını izleyenler adeta büyülendi. Güneşler Köprü Mahallesi’ndeki eski Sakarya Köprüsü’ne Sakarya Nehri boyunca uçarak gelen beyaz renkli milyonlarca söğüt kelebeği ‘ölüm uçuşu’ olarak adlandırılan uçuşlarının ardından köprü üzerindeki ışıkların etrafında toplandı.

Her yıl hava karardıktan sonra bugünlerde tekrarlanan bu müthiş doğa olayının ilk gecesinde kelebekler, ışıkların çevresinde saatlerce uçuştuktan sonra köprü üzerine düşerek ölmeye başladı. Nehir kenarında balık avlayan balıkçıların şaşkın bakışları arasında köprü üzerinde toplanan kelebeklerin ölüm görüntüsü, büyük bir ilgiyle izlendi. Ölü kelebekler, köprünün üzerinde bembeyaz bir görüntü oluşturdu, adeta kar görüntüsünü andırdı.

Her yıl tekrarlanan bu doğa olayının nedeni bilinmiyor. Kelebeklerin ölüm dansının birkaç gece daha tekrarlanması bekleniyor.

15 Haziran 2009 Pazartesi

Gösteri Toplumu - Guy Debord

Kitap tanıtımı ve yorum özeti

Kaynak
: Virgül, 2009, Ocak

Kitap
: Gösteri Toplumu, Guy Debord, çev. Ayşen Ekmekçi, 2006, 256s., Ayrıntı

Anahtar kelimeler
: Modern kitle turizmi, Sürüklenme, Saptırma, Yabancılaştırmalar toplumu, Mal fetişizmi kuramı

Dergideki makaleden "Kendi hakikatine yabancılaşmış toplumun tarihsel anına tanıklık eden gösteri gerçeğin zamansal kullanımından başka bir şey değildir." yorumu, gösteri sanatlarının [4] [6] yaşayışında ve aslında İstanbul'da son dönem iDans etkinliklerinde [6] "zaman" temasının da konu edilişindende anlaşılabileceği gibi, göze çarpan farklı benzer yansımalarla (eserin tartışılmaz güncelliğine paralel) büyük bir önem taşımaktadır.

Konuya yer verilecek ana site:

http://felsefemiz.blogspot.com/2009/06/gosteri-toplumu-guy-debord.html

Artık bu tür kitap (ve yayın) yorum ve özetleri hk.daki duyurular sadece şu siteden yapılacaktır.
http://kitapokuma.blogspot.com/
Burada bu tür duyurulara daha az yer verilmesi tercih edileceğinden, zaman zaman her türlü yönlendirmeler için, site rehberinize başvurabilirsiniz.
http://kitapokuma.blogspot.com/2008/05/yaz-arivinde-gezintiler.html

11 Haziran 2009 Perşembe

Transit - İstanbul

Festival

Uluslararası katılımlarla renkli simaları ağırlayan festival, doğaçlama müziğin eşliği ile farklı boyutlarda vücut bulan çağdaş doğaçlama dansın görünümlerine kapı aralayarak, İstanbul'un tarihi mekanlarda ki çok kültürlü mimari atmosferin içersinde haftalık seyri boyunca çalışılıp, Tütün Deposunda sahnelendiği dün geceki kapanış gösterisiyle bir yolculuğunu daha tamamlayarak Kapadokya'ya doğru aramızdan ayrılırken, anılarımızda unutulmayacak yerini yeniden almış oldu.

The 4th edition of the Transit Festival will take place between the 1st and the 18th of July

WORKSHOPS

Instant composition
music & dance
Barre Phillips and Julyen Hamilton
1 > 8 July


Residency workshop
specific site: Cappadoccia
Yanaël Plumet
10 > 17 July

performances, panels, jams...

DETAILED INFOS ON WEBSITE

www.transit-istanbul.org

Carmesim - Sezen Tonguz


Sezen Portekiz'deki yaşantısını sürdürürken, geçici bir tatil için yine aramızda ve
dün bizlerle paylaştığı ilginç çalışmada hem eğlendirdi hem de düşündürdü.
Bu vesileyle Çatı'ya sizleri de bekleriz.

" Dün akşam grup dinamikleriyle desteklenip sürdürülen, -kişisel eşyalarımızla olan ilişkilerimizin sunumu-nu yaptığımzda çalışmada, kendimize ait bir çok arka planla birlikte, böylesine kolay bir şekilde, doğala oldukça yakın gelişebilen ifadelerimizin bile, nasıl oluyor da yarı-performatif kurgusal bir gerçeklikle akabiliyor olduğuna tanık olduk. "

Teşekkürler, Sezen.

13 Haziran Cumartesi
20.30
Video Gösterimi: Composição com Nu e Vermelho (20')
Gösteri: Carmesim (20')

Carmesim*


Koreografi ve dans: Sezen Tonguz


"Kadın mı yoksa bir yaratık mı? İyi mi yoksa kötü bir yaratık mı? Yüzde kaçı insan ya da yüzde kaçı hayvan? Eğer bir yaratıksa nasıl ses çıkarırdı? En sevdiği yiyecek hangisi?"




Sezen Tonguz, 1981'de Balıkesir'de doğdu. Hareket ve bedenle ilişkisi 7 yaşında lisanslı jimnastikçi olarak başladı. Sahne sanatlarıyla amatör olarak 2000'de İ.T.Ü. Oyuncuları ile Çevre Mühendisliği eğitimi sırasında tanıştı. 2002 yılından itibaren Çatı Dans Stüdyosu'nda devamlı olarak takip ettiği dans dersleri ve atölyelerin yanı sıra birçok dansçı ve koreografla farklı teknikler üzerine çalıştı. Şubat 2008'den beri Forum Dança'da (Lizbon, Portekiz) Koreografi Yaratım ve Dans Araştırma Eğitim Programı'nda (PEPCC) Julyen Hamilton, João Fiadeiro, Loic Touzé, Vera Mantero, Deborah Hay, Lisa Nelson, Emmanuelle Huynh gibi sanatçılarla çalışmalarına devam etmektedir.


"Carmesim" PEPCC programı dâhilinde repertuar projesi kapsamında Mart-Mayıs 2009 arasında geliştirildi. Margarida Bettencourt'un ilk olarak 1993 yılında sahneye koyduğu "Composição com Nu e Vermelho" adlı orijinal solo eser üzerinden koreografın danışmanlığında kavramsal yaratım süreci ve hareket araştırmasını içeren 2,5 aylık çalışmanın sonunda ortaya çıktı.

*Portekizce “carmesim”, Türkçe “kırmızı” kelimesinin okunuşuna çok yakın olmakla birlikte; etimolojik kökeni Sanskritçe’ye dayanmaktadır. Kermes ilicis türü kırmızı bir böceğin dişisinden yapılan boyanın rengini belirtmek için kullanılmıştır.

5 Haziran 2009 Cuma

Sosyal Bilimler ile Felsefenin Dansı

Kitap

"Yazın boş kalmayalım"

Bu hatırlatmanın esin kaynağı, bazı kitap önerilerini bulabileceğiniz özet-yorumsal okuma alanımız:

Siz de benim gibi şimdi "Alanlar arası geçiş ve karşılaştırma yapma zamanı" derseniz;
http://kitapokuma.blogspot.com/2009/06/sosyal-bilimler-ile-felsefenin-dans.html
okuyabileceğiniz kitapları burada bulabilirsiniz.

(iDans, ÇGSG v.b.) panel ve konferanslara olabilecek ilgiyi arttırma yolu, belki de buradan geçmektedir.

Öneri, özet ve paylaşımlarınızı beklerim.

4 Haziran 2009 Perşembe

Sayısal göstergeler- 2009/5 (Blog)

Yaz tatili sonrası sonbahardaki iDans buluşmalarıyla birlikte sizlerle olmayı sürdüreceğiz.
İlginize teşekkürler, iyi tatiller...

Sayısal göstergeler- 2009/5 (Blog)

2 yıllık sayısal verilerin harmonize olduğu bu sitede, (sağ üstte) son aylardaki 500 ziyaretçiden hareketle göstergeler sunulmuştur.

Ziyaret süreleri

Uzun ziyaretlerin (51) süresel dağılımı (30 sn- >1 saat) yukardaki (dairesel) grafikteki gibidir. Tablosu ise hemen aşağıdadır.


Visit Length
drill down125Less than 5 secs
drill down6From 5 secs to 30 secs
drill down25From 30 secs to 5 mins
drill down14From 5 mins to 20 mins
drill down1From 20 mins to an hour
drill down11Longer than an hour

22 Sürekli okuyucuların tekrarlı (1-10+) ziyaretleri ise son aylarda aşağıdaki gibi dağılmaktadır.
Returning Visits



drill down172First Time Visits
drill down171-5 Returning Visits
drill down35-10 Returning Visits
drill down210+ Returning Visits

(Blog) Site Uluslararası izlenirlik açısından bakıldığında ise, aşağıdaki 3 kıtadaki 11 ülkeden okuyucu bulabilmiştir.


Num Perc. Country Name
drill down47294.59%TurkeyTurkey
drill down61.20%GermanyGermany
drill down51.00%United StatesUnited States
drill down40.80%United KingdomUnited Kingdom
drill down40.80%SlovakiaSlovakia
drill down20.40%PortugalPortugal
drill down20.40%CanadaCanada
drill down10.20%Russian FederationRussian Federation
drill down10.20%IndonesiaIndonesia
drill down10.20%ItalyItaly
drill down10.20%NigeriaNigeria

3 Haziran 2009 Çarşamba

Konser - Annika Krump, Palma Kunkel

Konser / iDans-9

Şiir, Opera, Ses, Yerleştirme, Kukla, Canlı Müzik, Düet, Özgün Çalgılar, Kostüm

İçimizdeki çocuğa doğru unutulmayacak bir yolculukta,
Eşssiz bir ses ile iç duvarlarımızda yankılanarak çınlayan
geçmiş zamanlara doğru yönelen uçsuz bucaksız çağrılar,
Şiirsel metnin performatif akışında kakakalışlar,
Elimize tutuşturulan bir kaç ip yumağı sayesinde aramızda dolaşırken, birbirimizle yeniden kurduğumuz o bağlar..

Yeniden Teşekkürler, iDans

Paris, Possible - Eleonore Didier

Fotoğrafik Performans / iDans-9

Yerleştirmeler

Fotoğrafik performansın durgun akan seyrinde (merdiven, kutular, kamera gibi) sahneye yapılan yerleştirmelerle bedeni ilişkilerin kurulmasına ağırlık verilmiş ve bu ilişkilerde yaratılan anları derinlemesine açan farklı bedensel yerleştirmeler esnasında nesne kullanımlarıyla sürekli göç eden bedenin taşınımlarını ve mekanlardaki neredeyse anlık geçiciliğin onun üzerindeki etkilerini derin duygularla seyircinin hayal dünyasında yaşatmayı başaran bir çalışma.

Dance Without Bodies - Koosil-Ja

Performans / iDans-9

Teknoloji, Beden, Video, Canlı Müzik

Modern dünyanın güncel yarışını hiç aratmayan skor yaklaşımlı çalışmada, haliyle teknoloji kullanımı da hiç ihmal edilmemiş.
Dansçılarn algılarıyla birlikte seyirciyi de zorlayan yanlar, aslında bir merak uyandırmanın çok gerisinde kalışıyla hatta bazen, çok aşırıya kaçan yüksek tonlu müzik kullanımlarıyla sanki esere özgü alt yapıdan çok kaybolan anlam dünyalarımıza dair belirleyici bir sinir tahribatını işaret ediyordu.

1 Haziran 2009 Pazartesi

Radiodance - Iguan Dance Theater

Performans / iDans-9

Masalsı Sözel Anlatım, Dans, Yerleştirme, Işık

Masalsı sözel bir açılışa hareketle kazandırılan büyüleyici etkinin artarak ve beden değiştirerek sürmesi ve ardından, yavaş yavaş kadın-erkek ilişkisinin ekseninde gelişip ötesine geçişin naciz tiyatral görünümlerine dair nefis bir düet.

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Atölye - Çıplakayaklar

Haber-Atölye-Mektup

ÇIPLAK AYAKLAR'LA 12 GUN

Bedeniyle daha samimi olmak isteyenler!
Dans ile profesyonel olarak ilgilenmek isteyenler!
Konservatuara girmek isteyenler!
Çıplak Ayaklar'la daha fazla zaman geçirmek isteyenler!
Bir ifade dili olarak çağdaş dansı merak edenler!
Hayatlarında dansın - hareketin daha fazla yer kaplamasını isteyenler!

Bugüne kadar Çıplak Ayaklar Kumpanyası üyeleri farklı yerlerde bağımsız olarak dersler verirken, kendi bünyesinde de “ Phd Çıplak Ayaklar “, “İstanbul Dans Festivali” ve “Çıplak Ayaklar Yaz Kampı”nı düzenledi. Şimdi de kuruluşundan altı yıl sonra kendi stüdyosunda yoğunlaştırılmış bir dans atölyesi yapmayı hayal ediyor.
Çıplak Ayaklar bu atölye ile dansını, mekanını, felsefesini paylaşmayı hedeflerken dansa ve harekete de yeni bireyler kazandırmayı amaçlıyor. Beraber denemeyi, beraber 12 günlük bir yolculuğa çıkmayı hedefliyor .
5-17 Haziran tarihleri arasında olacak 12 günlük atölye toplam 36 saatlik bir programı kapsıyor. Hafta içleri 17:00-20:30 hafta sonları 16:00-19:30 arası olacak olan çalışmalarda; Çağdaş dans tekniği, klasik bale, doğaçlama, kompozisyon ve kondisyon - streaching atölyeleri olacak.

Atölyelerdeki Çıplak Ayaklar'ın niyetleri ise şöyle:

Kondisyon-streaching çalışmaları bir “alet” olarak bedeninin kapasitesini ve potansiyelini arttırmayı hedefler. Yapılacak olan çalışmalar dayanıklılık, esneklik ve kuvvet artırma egzersizleri içerir. Hedef dans ederken olabildiğince az engelle karşılaşıp herhangi bir sakatlığa karşı da önlem alma yolları önermektir.

Dans tekniği çalışmaları (bale ve çağdaş dans tekniği) birbirinden farklı, alışık oldugumuz yada olmadıgımız biçimde hareket etme yöntemlerini yeni bir dille önerir. Vücut koordinasyonunu geliştirmeyi ve bedenin işleyişini kavramayı hedefler. Böylece hareketin sınırları, bedeni yönetme becerisi ve bedene hakim olma kavramları sorgulanır.

Doğaçlama çalışmalarında, teknik derslerin aksine, bedenin hakimiyetine izin vererek zihni bir yönetici yada denetleyici olarak değil, harekete - duyulara tanıklık eden olarak konumlamaya çalışılır. Belli oyun ya da çağrışımlar (imajlar) yoluyla yapılacak olan dersler riski, eğlenceyi, keşifi öncelikli tutar.

Kompozisyon çalışmaları “dansı”, bir ifade şekli olarak kullanma yöntemleri önerir. Kişinin hayal gücünü ve özgünlüğünü, (göz ardı edilemeyecek mekan-zaman-kurgu elementleriyle), sorgulaması, denemesi ve öğrenmesi hedeflenir. Hareket dilinin neleri barındırdığı ve alışık olmadığımız seçenekleri fark ettirmeyi hedefler.
Çıplak Ayaklar'la 12 Gün’e katılmak isteyenler!!

Ön kayıtlarını ciplakayaklar@gmail.com adresinden yapabilirler. Toplam 36 saatlik katılım ücreti 450 TL'dir. Katılım sınırlı olduğundan atölyeye katılmak isteyenlerin 2 Haziran'a kadar ön kayıt yaptırmaları gerekmektedir... “Çıplak Ayaklar'la 12 Gün” , 5 - 17 Haziran 2009 tarihleri arasında “Çıplak Ayaklar Südyosu”nda gerçekleşecektir.

Çıplak Ayaklar Stüdyosu
Çukur Cuma cad. No:6 Dükkan:3
Beyoğlu, Tophane / iSTANBUL
Tel: (0212) 252 3013

Daha ayrıntılı bilgi ve detaylı program için
www.ciplakayaklar.com

21 Mayıs 2009 Perşembe

Mehmet Sander Dans Topluluğu

Video

Her zaman yeteri kadar farkedemediklerimizi ya da bir türlü bir arada bulamadıklarımızı deneyimleme ve tanık olmak fırsatı yarattığı için teşekkürler:

  • Fizik(Ağırlık, Yerçekimi, Düşme, Hız, Zaman),
  • Matematik (Geometri, Koreografi)
  • Sosyal (Cinsiyetsizlik, Kişisel Duruş, Grup bilinci, Farkındalık),
  • Felsefe (Gösteri Sanatları, Bildiri-21 yaşla gelen Manifestosu-),
  • Beden(Dayanıklılık, Anatomi, Risk)
  • Tasarım (Dekor, Işık)

Mehmet SANDER'in dansta yaratım sürecini özetleyen ifadeleri:

"Seneler içinde yaptığım şey dansta saf olmadığını hissettiğim her şeyi elemekti. Çok temel, çok basit ve tamamen soyut bir dil bulmak istiyordum. Bunun üzerine oturup "dans nedir?" diye düşündüm. En basit anlamda, dans hareket sanatıdır. Hareket ise bedenlerin uzamda, fizik ve yerçekimleri kanunlarına boyun eğerek hız kazanmasıdır. Ben çok derinlerde temel bir gerçekliğe dokunan, daha önce yapılmamış hareketler yapmak istiyorum"

"Hayatta sınırlar olmadığını ispatlamak... Çünkü sınırlar ne kadar zorlanırsa, o kadar da genişliyorlar."

Speaking Dance - J.Burrows&M.Fargion

Disiplinlerarası Performans / iDans-9

Sözcüklerin müzikalitesini kullanarak konuşma diliyle müzik yapan ikili, ayrıca a/simetrik uyumlu zaman ve beden kullanımlarıyla ilgi çekerken, ince mizah duygularıyla da seyirciye işleyen keşif alanları inşa ettiler.


18 Mayıs 2009 Pazartesi

The Continuum:.. - Ong Keng Sen

Belgesel Performans, Kukla, Gölge, Video, Yerel Dans, Canlı Müzik / iDans-9

"The Continuum: Beyond The Killing Field"

Kamboçya'nın tarihinden bir kesite doğru gösteride de yer alan (76 yaşında) bir dansçının hayatı üzerinden yer yer söyleşiye dönüştürülmüş yapısıyla, canlı ve uzun bir yolculuk yapma olanağı tanıyan performans, bu belgesel niteliği ile bizi de karşılamış oldu.

While We were..- Ivana Müller

Performans / iDans-9

"While We Were holding It Together
"

Hareketsizlik iyice moda olmaya başlamak üzere!

Metnin; farklı karakterlerin temsili bedenleri üzerinde dillendirildiği durgun ama, seyircinin hayal gücünü son derece güçlü bir şekilde etkileyebilen ve aynı zamanda, yapıcı bir biçimde zorlayarak onda değişim yaratabilen, yer yer müzikal gürültülü çağrışımlarında bu akışa katıldığı bir parçaya tanık olmak; biraz öngörülebilirliklerinin zengin olamayışı açısından sınırlılık taşısa da, zor ve sıkıcı gelebilecek bir postüral durgunluk sergilemesine karşın, oyuncuları sayesinde olağanüstü keyifle gerçekleştirilebilmiş bir performans olmasını sağlayan, üstün ve belirgin bir grup uyumunun var edilebilmesinden ötürü, bu kadar anlatımsal (hikayesel) didaktik olan bir çalışmayı, ilginç bir şekilde çok sıkmadan sunulabilir kılmış. Tebrikler.

Konferanslar-2.gün

Sunumlar ve Geçici Koalisyonlar

Kavramlaştırmanın yoğunlaşarak görsellikle paralel akıcı bir şekilde sunulduğu "Zamanın yeni ontolojisi" sunumunun (mümkünse) kayıtlardan yeniden izlenilmesi önerilir.

Geçen seneki konferansların kitabı (Solo) şu an satışa sunulmuş gözüküyor. Tebrikler.
Yayına hazırlama zorluklarıyla 1 sene geçtikten sonra, hafızamızda birazda soğumuş Solo temasının yeniden yeşer-til-mesi iyi oldu. Kollektif üretkenliğimizi teşvik için konferanstaki kayıtların veya konuşmaların CD'sinin de (sonradan gelecek yayının yanısıra) (iDans festivali bitmeden) şimdiden satışa çıkarılabilmesi daha yerinde olacaktır.

Bunca temmenniler silsilesine, kim ne kadar katkı sağlarsa, o kişilere şimdilik o kadar ama zamanla daha da çoğalacak teşekkürü bir borç bilirim.

Gelelim konferansların faydasına!
Koalisyonları yürütmenin zorluklarına hepimiz aşinayız.
Farklı alanlarda (aşırı yorumcu olup) kaybolmadan, (davetli konuşmacı ve katılımcı) herkesin kendi alanından sağlayacağı katkılarla (yılda bir gelenekselleşerek) belirginleşen bu buluşma dinamikleri, hepimiz için entellektüel açıdan oldukça doyurucu olmaya başlıyor.

Görsel dilin tek başına yetersiz kaldığı bu tür paylaşım alanlarını (yine bu seferki gibi) ıssız bırakmak yerine, herkes (özellikle koreograf, akademisyen ve düşünürler) açısından (yeniden) keşfedilmeye oldukça değer buluyorum.

Dans öğrencilerinin ise, hiç çaba harcamadan bu kadar yakınlarına gelmiş böylesi bir ortama uğramayışlarına artık çok şaşırmıyorum. Aslında okulların ön ayak olması beklenen bu tür (yarı-) akademik etkinliklere bile, bu denli uzak ve etkisiz kalışlar, artık yeniden yapılanmalara açılmak zorunda kaldıklarını apaçık gösteriyor sanırım.

Çağdaş Dansın ülkemizdeki seyrine farklı kurumsal, akademik, bireysel paydaşların katkısının ne denli sınırlı kaldığını, yıllardır bu kadar yakından görüp izledikçe ve onun gelişimini sağlayıcı gerçek (maddi ve manevi) gücün yine ve çoğunlukla seyirciden gelmesine yönelik bekleyişler, varolan ataletin farklı boyutlarının yeniden kavranılmasına yol açması ümidi ve 2009 baharı geçmeden üzerine düşünülmesi dileğiyle,

İyi seyirler...

16 Mayıs 2009 Cumartesi

Konferanslar-1.gün

Metinler ve Söylemler

Farklı çalışmalar ve onları hazırlayan itici güçlerin incelendiği arka planlar hakkında bilmek ya da izlemek isteyebilecekleriniz, ancak bu etkinliklere göstereceğiniz taleple giderilebilir(di). Bu nedense, henüz arzu edilen kıvama ulaşılabilmiş değil. Geçen seneki konferanslara Boğaziçi Üniversitesinin ev sahipliğini üstlenişinden bu yana, sadece biraz daha kıpırdanışlar olabilmesini dilemekle yetinmek durumunda bırakılıyoruz.

Ayrıca İstanbul Modern müzesi, 2 tam günlük uzun maratonun ara boşluklarında, sanatsal enerjinin odaklanışının güçlü olduğu ve ilgimizi çeken yer yer felsefi dinleti akışını da destekleyici haliyle nefes aldıran bir ortam olmasıyla daha yerinde bir tercih olmuş gibi.

Yarın belki daha kalabalık oluruz.

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Kolektif anlayış - Deleuze (Beden fels.)

Bilgilendirim

Her yıl mayısta düzenlenen ve iDans ile çakışmasına karşın izlemeye çalıştığım, felsefe etkinlikleri bitti. 60'lı yılların yeniden okunması gereken Fransız filozoflarından Deleuze üzerine okuma ve yorumları içeren bu sitenin, Çağdaş Dansa ve oluşan kollektiflerimize ışık tutan güçlü düşünsel açılımlar getireceğinden son derece eminim, o yüzden şimdilik şu alıntıları israrla paylaşmak isterim.

"Deleuze ve Guattari’nin kuramsal çerçevesi, örgütsel faaliyeti öznenin birey veya örgüt temelli olduğu bir çerçeveden kurtarmış ve bunları birer araç veya çıktı biçiminde incelemekle de örgütsel faaliyete asıl temel teşkil eden süreç ve mekanizmaları özne konumuna getirmiştir."
Faruk Baştürk sunumundan yapılan alıntılarla oluşumlara tanınacak olanaklar yine şöyle özetlenmektedir:

" ..yaratıcı düşüncenin ancak sistematik olmayan bireysel ve örgütsel kaçış çizgilerinde gerçekleşebildiğine.. "

" .. hiyerarşi, departman, prosedür gibi arzu ve potansiyelleri sınırlandıran yapıların ortadan kaldırılması ve bireyleri evrensel eşitlik biçimlerinden kurtararak farklı iş ve yaşam biçimleri geliştirmelerine izin verecek ölçüde yatay bir zeminde düzenlenmeleri gerekmektedir. "

Bilindiği gibi Deleuze, ".. bilinçli varoluş ve temsil şemaları karşısında bedene ve onun güçlerine ayrıcalık tanıyan bir yaşama felsefesi ya da arzu politikasının savu­nuculuğunu yapmıştır."

Daha ayrıntılı okumalar için: http://felsefemiz.blogspot.com/ sizi beklemektedir.

Teşekkür - Performans Günlükleri, iDans ve Oluşumlar


Performans Günlükleri

Çağdaş Dansa yönelik (14 yıllık eylemsel) ilgiyle yeşerip, yorum ve anlatımlarla oluşan arşiv (kavramsal, olgusal, göstergesel) niteliği taşıyan siteye gösterdiğiniz ilgiden * dolayı öncelikle teşekkür etmek isterim.

(* Okuyucu sayısal göstergeleri:
Günlük 10-70, Haftalık 40-150-250, Aylık 200-600, (resimli) Çeyrek 500-1000 "geri dönüşlü 100", Yıllık 3000)

Seyredilen gösterilerden hareketle başlayan bu (deneyimsel öznel bakışlı) monologların zamanla, ortak bir forum oluşumuna doğru yönelebilmesini dilerim. Bu tür kollektif projeleri düşleyip dururken, gerçekleşen başka oluşumlardanda zaman zaman oldukça etkilenebiliyor ve onlarıda aşağıdaki gibi desteklemeye özenle çaba sarfediyorum.

Kusurlarımız af ola..

iDans


Aydın Silier ve Gurur Ertem'in girişimciliği ile Çağdaş Dansın İstanbul'da düzenli yıllık etkinlikler dizisi ** haline dönüşen iDans (gecikilmiş atılımlara önderliği ile) bir uluslararası oluşum niteliği taşıyor.

**
http://idansfestival.blogspot.com/
http://idans.info

DansCamera
Bu sene 2. düzenlenecek olan ve merak uyandıran çeşitlilikleriyle Dans videoları üzerinden yapılanan festival de dünyaya açılan başka bir penceremiz. Girişimciliğin başka bir örneği.***

http://www.dancecamera-istanbul.blogspot.com/
*** http://www.onurtopalsumer.blogspot.com/

Amber
Teknoloji ile gösteri sanatlarının İstanbul'daki buluşma noktalarından ve yine disiplinlerarası ilgi çeken festival organizasyonlarından sadece biri...

AMBER - Body-Process Arts Association

Tezgah


Başka bir atılımda, Çağdaş Dans konusunda görsel sunuş yapan konuk koreograflarla sohbetler şeklinde Ayşe Orhon öncülüğünde başlatılan ve ara ara İdil Kemer'in katkılarıyla göz dolduran, düzenli aylık programıyla **** açılımlarını sürdürüyor.

Dans tarihinden derlenen farklı akımlara öncülük etmiş koreograf ve dans gruplarının gösterileriyle ve bazı çalışmalarına yer veren videolar üzerinden besleyen, seyir ve yüzyüze tartışma ortamının zemini olma yolunda, son 6 aydır sizlerle birlikte.

**** http://izlekdefteri.wordpress.com/

Oluşumlar

Bagimsiz Bulten - IIndependent Bulletin
Gösteri sanatlarına yönelik ciddi ve sürdürülebilir kollektif temsilleri ve bir aradalıkları getirmesini beklediğimiz yapılanmalar..

Çağdaş Dansın Aktörleri
(Bazı) Yazar, Sanatçı, Grup, Kurum, Festival Organizasyonu, Dernek, Mekan ve Oluşumlar


Bu liste yeni eklentilere açık ve erişim-leriyle yapılandırılma aşamasındadır!

Katkı sağlayıcı görüş ve önerilerinizi beklerim.

Okul:

Kurum ve Topluluk:
Eğitmen, Koreograf Sanatçı ve Topluluğu: Eğitmen, Koreograf Sanatçı:

Grup:

Sanatçı: Misafir Sanatçı:

Festival Organizasyonu: Dernek, Vakıf:
Mekan:
Sahne:
Oluşum:
Konferans, Kongre:
Kitap:
  • Kuram ve Pratik
  • Konferanslar (Solo)
Eleştiri: Site:

Yabancı sitelerden örnekler:

12 Mayıs 2009 Salı

Double Bill - Deufert+Plischke

Video, Yerleştirme, Hareket, Metin ve Okumalar, Işık, Etkileşim / iDans-9

Sanatçılar çağdaş dans arenasına çıkışlarında, atılması gereken adımları daha bir biyografik kökenleriyle açığa vurur oluyorlar son yıllarda. Bu samimi hava, günümüz popüler kültürüne karşı duyarsızlaşan insanımıza doğru uzanan dürüst bir el niteliği taşıyor ve sanatçı da o insanın yanında her zamanki gibi yerini almaya hazır olan yanıyla derin bir saygıyı çoktan hak etmiş oluyor.

Zaman geriye akıp, bugünkü kimliğe bürünüşün izlerini taşıyor seyirciye..
Bambaşka olgusal gerçekler üzerinden kendilerine özgü bağlantıları yakalayarak, kaçınılmaz bir bütünlüğe kavuşturan diller kuruyorlar kendi işlerinde, ilginç bir şekilde.

(Metin ve diğer yazılar için:
http://idansfestival.blogspot.com/2009/03/program-idans-2-may-2009.html

Baharın bu güzel akşamlarında aramızda sizleri görememiş olmak büyük kayıp!
Neyse ki, neredeyse ay boyunca her akşam sunulacak alternatifler çok yine.
Aramıza bekleriz efendim.

Blue Remix - Yann Marussich

Performans / iDans-9

Dün akşam, bir insan bedeni üzerine odaklandık ve uzun bir süre, görsel algımız dehşet verici bir merakla açılmayı sürdürdü.

Günümüzün tüketim kalıpları (ve biyokimyasal bombardıman içinde) farketmeden kala kalmış olan bedenimizin, çokta kendine özgü olamadan izlemek zorunda kaldığı yaşam çizgisini seyre koyuluyor gibiydi insan... hem de kendisinin tüm çaresiz donukluğunu görerek, ara ara da soluksuz bir şekilde kalarak...

(Bu eserler böyle! Televizyon seyretmeye benzemiyor tabi. Sizi acımasız akıp giden yaşama -savaşa- davet ediyor adeta.)

Eserin derinlemesine araştırması yapılacak olursa, ayrıntılı önbilgi için tüm internet kaynakları sizi bekliyor. http://www.yannmarussich.ch/?m1=7

Ayrıntılar:
Dikkat edin, performansta kullanılan Klein mavisi mucidinin ismini taşıyan başka bir yolculuğa götürebilir sizleri! Bu tek rengin (Yeni Gerçekçi Akım Fransız) ressamı maddesiz duygu yoğunluğunun timsalini patentlemekle kalmamış, tek notalı müziğinide yapmış, aslında bunu da ağdan dinleyebilirsiniz. (Orkestrayı yöneten şefin duruşuda bu kadar bilgiye karşın bizi şaşırtabiliyor!)

Marussich eserin oluşumu için resim kaynaklı çıkış noktalarında durduğu kadar gelişiminde de bilim adamlarıyla uzun süre çalışabilen özelliklere sahip olması ile gösteri sanatlarının disiplinler arası bir aktörü görünümünde..

Sanatın ve bilimin eskiyen kalıpları böylesine yerinde bakış açılarıyla kırılabildikçe, başka çarpıcı buluşmaların da gerçekleşebileceğini hayal edebiliyoruz, böylece yeni alanlarla zenginleşecek dünyamıza doğaya saygılı bir insan bırakmak dileğiyle, araştırmayı sürdürme hevesimiz ve heyacanımız artıyor..

İyi ki festival var. Böylesi bir performansı izlemek, her zaman o kadar kolay olmuyor malum, meraklılar meraksızlara çıtlatsın.

*
18.5.2009:

Daha enerjetik ve teknik bir mecradan bakarak acımasız eleştiriler yapmaya gerek var mı, bilemiyorum..

Seyircisinde bıraktığı hisler hangi açıdan önemli?

Herşeyi doğrudan yaşamak zorunda değiliz, zaten bu mümkün de değil, yaşamadan da gerçeği görebilecek algı ve his kapasitesine ulaşabiliriz.

Performansların samimi ve seyirciyi aldatmaması istenebilir. Ama tamamiyle gerçekle örtüşmesi her seyrici tarafından hala bekleniliyor mu, bilemem?

Zamanında ve belki hala, bazı şok edici gerçek performanslar olmuştur.
Ama artık bence bu tür seçimler, ilerleyen bilimsel bilgiler ve teknolojilerin çoktan gölgesinde kalmış durumda, yani artık seyircinin seçici olması gereken algısına bırakılmış bir kandırmaca bile, performatif bir tercih olarak önümüze sunulabilir durumda, yerseniz..

5 Mayıs 2009 Salı

Ahırkapı Şenlikleri

Haber
Kültürel zenginlikleri (her baharı) kutlama (
buluşma) alanı

İstanbul'un tarihi-kültürel çok bileşenli toplumsal yapısının dansa akan enerjisi ile buluşmak isteyenlerin, her yıl (Sultanahmet'e çok yakın bir semt olan) Ahırkapı'da gerçekleşen şenlikleri bekleyip kaçırmayacağı kesindir ama, yine de ben hatırlatmak istedim, bu akşam oradayız..

http://istanbuluma.blogspot.com/2009/05/ahrkap-deneyimleri.html

Bu vesile ile herkesin (geçen) Dünya Dans gününü de yerel bağlamda unutmadan kutlamak isterim.

28 Nisan 2009 Salı

Festival yeniden başlıyor.

Haber


iDANS Uluslararası Çağdaş Dans ve Performans Festivali’nin ikincisi 6 Mayıs - 3 Haziran arasında gerçekleşecek. Bu sezon ‘zaman’ kavramı üzerine yoğunlaşan festivalin konukları arasında Jonathan Burrows & Matteo Fargion, Thierry de Mey, Michèle-Anne de Mey, Olga de Soto, deufert + plischke, Ivana Müller, Virgilio Sieni, Theatre Works/Ong Keng Sen, Trio Cérès, Palma Kunkel, Juan Dominguez, Iguan Dance Theater, Walid Raad, Eléonore Didier, Andrea Bozić, Yann Marussich, Lydia Schulze Heuling ve Koosil-Ja yer alıyor.

Bu yıl 22-24 Mayıs arasında ‘zaman’ kavramı çerçevesinde yeni eserlerini sergileyecek yerel sanatçılara özel bir programımız var: Yerel Saat bünyesinde Hareket Atölyesi, Taldans, Mehmet Sander ve daha birçok koreograf yer alacak.

Sunum ve sunum/performanslar içeren konferans, 16-17 Mayıs 2009 tarihlerinde İstanbul Modern Sanat Müzesi’nde gerçekleşecek. Konferansa katılan uluslararası araştırmacı, sanatçı, yazar, dramaturg ve akademisyen arasında Rudi Laermans, Myriam van Imschoot, Velimir Abramovic, Christophe Wavelet, Geisha Fontaine, Adrien Heathfield, Ivan Pravdic, Teoman Turgut, Hilmi Yavuz, Boyan Manchev ve Janez Janša sayılabilir. Ayrıca konferans bildirleri Ekim 2009’da piyasaya sürülmek üzere kitaplaştırılacak.

İlişikte festival ve konferans programlarını bulabilirsiniz. Web sitemizi (www.idans.info) takip ederseniz en yeni gelişmelerden de haberdar olabilirsiniz.

http://idansfestival.blogspot.com/2009/03/program-idans-2-may-2009.html

11 Mart 2009 Çarşamba

Hüznün bedendeki dili - Kazuo Ohno

Alıntı

"Bedenin yaraları şifa bulabilir.
Ancak içteki yaralar, ruhun yaraları... beklemeli ve içimizi korumalıyız.
Çünkü bu deneyimler sevince ve hüzne şiirin malzemesine sözcüklerle ifade edilemeyecek bedenin dışavurumlarına dönüşeceklerdir.
Ben dansın çıkış noktasının bu oldugunu düşünüyorum.''
Kazuo Ohno

Bize ilerleyen (100 geçen) yaşına karşın hayat enerjisi veren ünlü sanatçı..

Onu bizlerle tanıştıran Özerk Pamir'e,
video ve söylemlerin sunumuna olanak veren (Tezgah'a) teşekkürler..

2 Mart 2009 Pazartesi

Mekansız Dans - Yerel Seçim

Gündem
29 mart 9

"Hani Mekan? - Nerede Dans?"

Mekan altımızdan kayıyor, doğal yıkım sürüyor, sermaye kamusal alanda keyif çatıyor..

Arkitera ve Basın yoluyla çeşitli kaynaklardan yansıyan haberlerle bilgilerinize sunulmuş:
Derlenen Son haberlerle seçim seçeneklerini irdeliyoruz:

"Belediye ayrıştıramıyorsa, biz başlayalım." (Çöp platformu)

19 Şubat 2009 Perşembe

Tezgah - Ayşe Orhon

9. hafta etkinliği ardından

Çatı üyeleri ile dialoğa ve katkıya ilk kez sürdürülebilir bir yeni yaklaşımla alan açabilen Ayşe Orhon'a ve tüm emeği geçenlere teşekkürler.

Çeşitli katkılarıyla görsel ve işitsel sunumları hazırlayanlara ve buna yer verilebilen mekan sahiplerine, bu nitelikli bilinçsel paylaşıma olanak tanıyan ve haftalardır güzel birliktelikleri hayata geçiren tüm katılımcılara da ayrı ayrı teşekkürler..

Çağdaş Dans öğrencilerini şimdilik pek aramızda göremesekte, yakında katılacaklarını hatta, hazılayacakları sunumlarla dünyadaki farklı çalışma örneklerini okul dışında da paylaşacaklarını ümit ederek, geniş bir (çağdaş) dans sever çevreye ulaşabilmeyi dilerim.

Dans Kamera ile izlemeye başlayabildiğim toplantıları ben de (öznel) yorumlarımla aktarmaya çalışacağım.

13 Kasım 2008 Perşembe

Beden dili eğitimleri ve otomat bedenler

Beden dilini iyi kullanarak geçici amaçlarına hızlıca ulaşabilir bazı insanlar,
çünkü istedikleri de, yapabildikleri de böyle bir otomat beden olarak kalmak olacaktır belki de. İnsan kaynakları piyasasında, ne de olsa bu tür eğitimlere artık sıkça rastlamak mümkündür.

Aslında, kendini kandırıcı bir boyuta saplanma hali ile önemli bir tehlikeyi de içinde barındıran günümüzün bu kısa yollarından geçerek, hızlı hayat temposuyla başa çıkma yolları, pek çok şirketin vazgeçilmezi olmuş durumda. Bir de pazarlamacı veya lider gibi pozisyonları dolduracaksanız, sizin için de elzem bir durumdur, kimbilir?

Peki bu eğitimlerin biraz ötesine geçerek, farklı bir bakış açısıyla bedeninize yaklaşmayı deneyip, kendinizi başka yönlerden de keşfetmeye ne dersiniz? Belki benzer düşüncelere sahipseniz, yazışabiliriz.. cumhurkocalar@gmail.com

21 Ekim 2008 Salı

Galata’da bir C.tesi, Görünürlük-4

Etkinlik

Sonbaharın içinde olduğumuz şu günlerde, Galata semtinin sanatsal atmosferinde tekrar birlikteyiz.

Karma sanatçıların ve etkinliklerin bu eşsiz mekanında geçen yorucu ama keyifli bir günle, bu seneki sanat yapıtlarıyla olan karşılaşmalarımız gerçekleşirken, onları hafızalarımızda akıp giden zaman içinde süregelecek yolculuklarına doğru teker teker sessizce uğurlamış olduk.

Hep çarpıcı etkilenimleri beklemeye şartlanmış Çağdaş Sanat seyircisi için, (neredeyse unutulan) sosyal ve gündelik konularında aslında, tüm yalınlıklarıyla ne kadar çalışılmaya değer olduğunu çok açık bir dille bizlere yansıtmaktaydı.
[(1) , (2) ve (3) tarzı bazı projelerde ki gibi]

Tarihi semtimizin çoktan hak ettiği sanatsal misyonunu canlı tutacak, böylesine güzel bir etkinliğe verdiğiniz katkıdan dolayı, herkese gönülden teşekkürler..

Etkinlikten bazı seçmeler:

(1) ** Video, sohbet ve atölye şeklinde gerçekleşen Tugay Başar'ın sunduğu beden perküsyonu da çok boyutlu (toplumsal-sanatsal-felsefik-psikolojik) bir şekilde ilk karşılaşanların algılarını zorlayan bir çalışma olarak, varlığını uzun bir süre hissettireceğini ve genişleyen meraklı katılımcılarına doğru açılımını sürdeceğini gösteriyor.

(2) İdil Kemer'in uzun bir süre yaşamış ve kültürel bağları oluşmuş ama buna karşın tahrip edilebilmiş bir semt olan Sulukule için düzenlediği cenaze yürüyüşünün Galata sokaklarındaki görünümü hafızalarda bıraktığı izle hatırlanacaktır.

(3) Nebahat Erpolat'ın semt çocuklarına ayırdığı zaman dilimi içinde, onların alan gereksinimlerini hisseden ve biraz erken büyümüş gibi olsalar da canlılıklarını henüz yitirmedeklerini gösteren fotoğrafları semt dükkanlarında bizleri karşıladı.

Defne Erdur Bedik'in seyirci ve performans arasındaki ilişkinin öznel değerlendirmeler boyutuyla irdelendiği etkileşimli çalışması da ilginçti.

Alper Akçay'in teknolojik aksaklıklardan ötürü oldukça gecikmeli başlayabilen şamanik dansı ise yine seyircisinin hayranlığı ile karşılandı.

* Seçil Yaylalı'nın iplerle gerçekleştirdiği yerleştirme ise, kaçırılmadan görülmeye değer oluşunun ötesinde, sanatçının davetiyle içine fiilen katılmaya da sağlayan pek çok farklı boyuta geçmeyi kolaylaştıran, son derece ortak yaratıma ve kaynaşmaya açık bir çalışmaydı...

"Sanatçının
eşsiz ve kusursuz yaklaşımıyla, insanı ve toplumu dinamik bir tarzda modelleyerek seyre açan bu yapıtı, oldukça aşkın ve derin bir etkileşim içinde kalmayı sağlıyor. " Hiç unutamayacağım, ayrıca eserlerini incelemeyi ve izlemeyi sürdüreceğim.. http://gorselsanat.blogspot.com/

----
* http://www.secilyaylali.com/


** HER BEDEN DUYAR - EVERY BODY HEARS

TUGAY BAŞAR - TİMUÇİN GÜRER

KeKeÇa Beden Perküsyonu İkilisi - KeKeÇa Body Percussion Duo

tugaybasar@kekeca.net 90 536 451 32 72
----

Sanat ve Teknoloji Festivali, 7-16.11.2008

Festival

Dijital bir özne olarak hallerimizi ele almayı ve sorgulamayı hedefleyen festival, zengin içeriği ile yine bizlerle.

http://08.a-m-b-e-r.net/
info@a-m-b-e-r.org

Gelişmeler ve yorumlar için, http://movementvideo.blogspot.com/ izlenilebilir.

8 Haziran 2008 Pazar

Fiziksel Tiyatro - Subvoid - Ece Gözmen

Haber

Farklı bir gerçekliğin de algılanabilirliği üzerinden verdiği eserler ve yaptığı çalışmalar ile uluslararası başarı kazanmış bir grup..

Kaynak: Facebook e-Grup

Maddenin somut bir gercekligi olmadigi gibi, bedeninde beyinde olusan bir goruntu oldugunu ve herkesin aslinda kendi beynindeki ekrani izledigini; 'kozmik tek an’a goreherseyin kendi icinde kendi kodlarina her zaman sahip oldugu gercegi ile, gecmis, simdiki ve gelecek tum zamanlarin ayni anda var oldugunu ve bu sebeple,bir olgunun sonucunun onu yaratan nedenden once gelmesiyle baslamadan bitebilmesini desifre eden, somut goruntunun altinda yatan soyut gercegin pesinde,bilincalti ozgurlugu ile karsi durabilme cesaretinin hayata getirdigi Subvoid,ic ve dis karmasalari ortak bir noktada bulusturup sonrasinda daha da fazla karistirmaktan hoslaniyor, kendi icinde surekliligi olan zitliklar ve gercekligin illuzyonlari ile besleniyor.

As is known the matter has no concrete reality. Likewise the body is an image reflected in mind,everyone watches their own screen created by their-self. In terms of the cosmic moment,everything embraces the codes of the past, present and the future within itself,thus the result of an event actually comes into being before the cause that has led to that very event. Subvoid came into being by daring to stand against what lies behind the visible in search of an abstract reality by means of free subconscious. It brings the inner and outer conflicts together and likes to mingle them,it feeds with never ending contradict illusions of reality.

http://www.subvoid.com/

Blog Listem

Telif Hakları

cumhurkocalar@gmail.com İstanbul, Türkiye

Bu veb sitesinde yayımlanan yazılar bu sitedeki orijinal linki verilerek kaynak gösterilmek ve yazarının adı mutlaka belirtilmek kaydıyla, ayrıca bir izin almadan internet üzerinden elektronik ortamda kullanılabilir. Yazıların basılı ortamda kullanımı için yazar izni gereklidir.